2-1'in bedeli korku

Her sorun, kendi çözümünü nasıl beraberinde getiriyorsa, her sistem de kendine ait lideri yoktan var eder ve kaşımıza çıkarıverir.
Galatasaray'da ciddi futbol sorunları, yanında getirdiği çözümle liderini de karşımıza dikiverdi: Gheorghe Hagi. Taraftarların "I Love You Hagi"si, 10 yıl sonra Fenerbahçe'den sahasında ilk puanı alan, teknik direktör oldu.
Bu bir puan, onun için yeterlilik belgesi idi.
Ancak, Süper Lig tek maçla bitmiyordu ki!
Önündeki beş maçın ilki, Antalyaspor'la idi.
Galatasaray ve Hagi için, peş peşe dört maçını kazanan, Antalyaspor mücadelesi gerçek bir "Kırılma noktası" olacaktı.
Uzun lafın kısası, Galatasaray için, mutlaka kazanılması gereken Antalyaspor maçı için saha hazırdı, taraftar heyecanla tezahürat yaparak bekliyordu. Arda, Baros, Elano, Kewell ve Ayhan tribünde idi. Buna rağmen, Hagi eldeki sağlamlar arasında en iyi onbirle sahaya çıktı.

Çakma santrfor Pino
Oyunun ilk otuz dakikası içinde, Galatasaray'da rakip sahaya yerleşme mücadelesi vardı.
Ancak, kaçırdığı ciddi bir gol fırsatı yoktu.
Buna karşılık Ufuk, Tita'nın şutunda, golü önlemişti.
Peşinden gol geldi. Misimovic'in kornerine nefis bir kafa vuran Servet, durumu 1-0 yapıverdi rahatlayan Galatasaray hakimiyeti ele aldı. Üç dakika sonra da bu defa çakma santrfor Pino oyunu 2-0'a taşıdı.
Golle, stat bayram havası yaşamaya başladı.
Oyunun ikinci yarısı da aynı tempoyla ama sert ve gergin başladı.
Galatasaray'ın yediği gol tamamen defansın eseriydi.
Kısacası Galatasaray, kırılma noktasının göbeğindeki maçı zar da, zor da olsa kazanıp haftayı üç puanla kapattı ve rahat nefes aldı.