Ertelenmiş liderlik

Trabzonspor, sahaya stoper (Giray-Mustafa) tercihi haricinde herkesin üzerinde birleştiği 11'le çıktı.
Oyun anlayışında da değişiklik yoktu haliyle.
Buna "Rakibe göre hiçbir hazırlık" yoktu da denebilir belki.
Galatasaray ise tıpkı Fenerbahçe maçında oynadıkları gibi yine 'rakibe hazırlık'lı sahaya çıktı.
Her alanda müthiş bir savunma ve alan daraltma sergileyip, rakibi oynatmadılar.
İlk devre Trabzonspor defansının bireysel hataları, Giray'ın gördüğü ve görmediği kart, Jaja'nın birkaç şutu, Selçuk'un etkili ortaları haricinde akıllarda pek bir şey bırakmadı.
Oynamak isteyen ve oyunu kilitleyen arasında zevksiz bir 45 dakika.
Maçın ikinci yarısına Trabzonspor süratli başladı. Galatasaray yine disiplinliydi.
Orta alanda rakibe alan bırakmama anlayışı aynen devam etti ilk dakikalarda.
Baskı geldiği bir an da Engin Baytar'ın seyirciyi uyandırmaya çalıştığı an ilginçti.
Zira seyirci bölge bölge, parça parça, tezahürat haricinde, düzenli bir destek veremedi ev sahibi takımına!..

Engin, bitmiş atağı diriltti
Sadece 61. dakika da tüm stat güzel ve ortak bir birliktelik görüntüsü verdi, her zamanki gibi!
60. dakika itibariyle, Hagi 2 adet hamle yaptı.
Oyun anlayışı değişirse, bize göre Trabzonspor'un işi daha rahat olabilirdi. Şenol Güneş, Yattara hamlesiyle"Daralan oyunu açarım" diye düşündü.
Oyunun çözüldüğü anlar bu dakikalardan sonra başladı. Şuursuz da olsa, topun her iki kaleye gidipgeldiğini görmeye başladı seyirci.
Atanın kazanacağı dakikalar da böylece başlamış oldu. Engin, bitmiş bir pozisyonu canlandırarak, Umut Bulut'a "Al da at" dedi. O da gereğini yaptı.
Seyircinin de maça başladığı anlar gelince, Trabzonspor daha da rahatladı.
Hakem, özellikle oyunun kontrolünü Ayhan'a ve Sabri'ye bırakmadığı dakikalarda çok başarılıydı!.. Öyle ki biten, uzatılan, sonra bir daha uzatılan maçta, ayıp olmasın diye kesilmeyen son atakta Umut Bulut bir gol daha attı sayesinde.
O derece.