Kırılma...

Belki de kimilerine göre, "kapanan (!) iki takımın, klasik, zevksiz, heyecansız bir maçı oldu", bilemiyoruz!..
Yine belki de "yayıncı kuruluşun, olmayan derdiyle dertlenenlere, bir dert daha ekledi", onu da bilemiyoruz!..
Ancak, futbolu bir zevk ve estetik olarak gören gözler için, "saatin 16:00 olması" dahi engel olamadı bu maçın izlenilirliğine.
Puanların ve liderliğin, "kapanın elinde kalacağı" tam bir "bayramlık" maç oynandı Bursa'da.
Gollerin güzelliği haricinde, bolca hatalı kararın ve kartların uygulamaya koyulduğu, (herkese) derslik bir karşılaşma yaşadık.
Lider takımın liderliği sürdürme çabasına, eski liderin "koltuğu geri alma hırsı" eklenince kıran kırana bir maç kaçınılmazdı. Egemen ve Hüseyin'i adeta takas etmiş olan iki güzide kulübün taraftarlarının benzer konuya farklı tepkileri gözden kaçmadı.

Bir taraf, daha önce kendi evinde eski kaptanını alkışlarken, diğer tarafın ıslıklaması dikkat çekti.
Geçen hafta Engin'in ürettiği pozisyonu, bu hafta Umut üretti.
Birbirine tıpa tıp benzeyen bu iki pozisyonun defans hatası olarak açıklanması yanlıştır.
Jaja'nın attığı iki golle ve özellikle oyunun bazı bölümlerinde, ondan daha önce görülmeyen "adam kovalama" eyleminde de bulunması, teknik adam farkıyla izah edilebilir. Şenol Güneş, 2-0'lık skor avantajı ile Ertuğrul Sağlam'ın hamlelerini görmek istedi. Bekledi.
Bizim tahminimiz; Şenol Güneş, bir taraftan özellikle "sarıya boyanan!" takımının eksilebileceğini düşünürken, diğer taraftan da, olası bir skor değişikliğinde hamle yapabileceği ihtimali ile kafasındaki değişiklikleri erteledi. Maçın özellikle ilk 45 dakikasıyla, ikinci 45 dakikasında tuhaf-tezat hakem tercihleri dikkat çekti.
Futbolun en güzel ve vazgeçilmez ürünü olan "gol" eğer bariz ise ve iptal ediliyorsa, maçta ayrıca kırılma anı aramak gereksizdir. Böylesi bir maçın "bir türlü kırılmaması" derslikti.
Trabzonspor ligde "her rakibini yenerek!" yoluna devam ediyor.