Tribün oyunları

Ortada, uzlaşılması gereken bir şey varsa, o da; "Kim ne yaptıysa cezasını, yasalardaki karşılığı her neyse ona göre çekecektir!" sözüdür.
Şimdi kim, neden bu kusursuz cümleden rahatsız olabilir ki? Çoluk çocuk yetiştiren ebeveynler mi? Yoksa, öğretmenler, mühendisler, hukukçular mı? Çocuğuna, çalışanına, eşine, dostuna, arkadaşına başka, tribüne başka mı konuşacak insanoğlu?
Hayır elbette. Kimler ne için doğrudan vazgeçebilir ki? Hangi meslek gurubu?
Suç varsa, ceza varsa, uygulanacak!
Bitti!

* * *
"Kim ne yaptıysa cezasını, yasalardaki karşılığı her neyse ona göre çekecektir!" sözü, bir bireyi, bir grubu, bir zümreyi, bir holdingi, bir taraftar grubunu, bir camiayı mı hedef alır? Elbette almaz!
İyi niyetle okunursa almaz ama!
En küçük suçta bile, suçun karşılığı bir ceza var ve "uygulansın" demeyenimiz var mıdır?
Bu sözü, biz ortak amaca hizmet edenler(öyle lanse edilir ya güya!) yüksek sesle neden dile getiremiyoruz? Getirildi de biz mi duymadık? Satır aralarına sıkışmış olanları saymıyorum!
Varsa yoksa sulandırma, bulandırma, arkaya dolandırma! Hani o ağzınızdan düşürmediğiniz Türk futbolu, Türk sporu, Türk gençliği?
Türk'ün geleceği için nedir ki, birkaç yıl?
Biz burada kurtarılacak, temizlenecek koskoca bir gelecek 100 yıldan bahsediyoruz.
Sözün kime ne zararı var ki? Neden haykıramıyorsunuz?

* * *
Bakınız! Hukuka saygı başka bir şeydir. Ve bu saygı hali, hukuki konularda asla konuşmayalım demek değildir!
Hiç kusura bakmasınlar; sızan ya da sızdıralan tapeler üzerinden "sen çıt çıkarmıyorsun" diye, herkes de susacak değil ya!
Kılıfın hazır nasılsa; "yargıya saygı..." Sevsinler!

* * *
Haftaya düğümün çözüleceğine dair açıklamalar var. Etik Kurulu bulgular var diyor. Sokak ise "ortalık belgeden yıkılıyor" diyor.
Elbette aynı dili kullanmayacaklar!
Ama ya sen?
Aklınca ısrarla;"hukukun dili de ağırdır, işleyişi de" deyip, sulandırma derdindesin. "Tribünleri bir defalık da olsa rahat bırakın!"
Onlar da sizin eş, dost, arkadaş, çocuklarınız, unutmayın!