Havutçu'nun işi zor değil!

Bir maraton gibi hızla akıp giden yaşamda başarıya ulaşmanın önemli koşulu kişinin özgüvenidir. Bu, sporda da sporun en yorucu ve zor dalı olan futbolda da böyledir. Özgüven olmazsa başarı, başarı olmazsa özgüven olmaz.
Futbolda, özellikle forvetlerin becerileri kadar "gol hissi" de önemlidir. Gol hissi güçlü santrforun gol şansı yüksek olur.
Elbette, futbolda başarı için "bütünlük" esastır.
Forvet oyuncularının gol atma hislerinin yüksek olması gibi, stoperlerin risksiz, düz oyunları, topu oyuna sokup, hücumu başlatmada rol almaları önemlidir.
Beşiktaş, ilk haftalar ve Stoke City, Dinamo Kiev maçları dışında böyle uyum görüntüsü vermedi. Bunun sonucu olarak da Avrupa Ligi ve Ziraat Türkiye Kupası'ndan elendi. Küme düşme tehlikesindeki Samsunspor'a sahasında 1-0 yenildi.
Bu yenilgi Carvalhal'in sonu oldu, yeni yönetim ipini çekti.
Liderin 20 puan gerisine düşmesi ayrılık için tuz-biber oldu.

ORMAN UMUT VERİYOR
Portekizli teknik adam, iki yönüyle Türk futbolseverde iz bırakacak. Birincisi; memleketi Braga'yı Avrupa Ligi'nde saf dışı bırakması; öteki ise sempatik ve güler yüzlülüğü.
Şimdi Beşiktaş'ta "ikinci Tayfur Havutçu dönemi" başlıyor.
Beşiktaş'ın çocuğu Tayfur Havutçu'nun işi zor değil!
Şöyle ki; ligin bu haliyle Şampiyonlar Ligi'ne katılma şansı yok, Avrupa Ligi çok çok zor!
Ama Süper Final'de şampiyonluk şansı yüksek. Altı maçın tümünü kazanabilir. Elindeki "yıldızlar topluluğu" kadro bu başarıyı yakalayabilecek kalitede.
Kadronun eksiği; moral, inanç ve oyun bütünlüğü.
Havutçu, bu eksikleri giderirse olmazı oldurur.
Başkan Fikret Orman'ın söylemi dikkat, heyecan, umut verici: "Beşiktaşlılık; futbolcu transfer etmekten çok, futbolcu yetiştirmektir.
Demirören gibi popüler transferler yapmayacağız."
Beşiktaş, Onursal Başkan Süleyman Seba'dan sonra böyle bir başkan arıyordu, buldu. Başarılar...