Adaletin adaleti!

Beşiktaş'ın bıktırıcı ve anlamsız en iyi yaptığı şey; yan ve geri pasları! Çünkü dikine oynamayı, hücum organizasyonu başlatmayı beceremiyorlar!
Becerebilseler, bugün Galatasaray'ın yerinde olurlardı.
Presli oyun da göremiyoruz Beşiktaş'ta. Siyah-beyazlı takım 4-3-3 sistemiyle de oynayamaz! Çünkü orta üçlü oyuncuları "teknik" değil.
Beşiktaş'ın diğer eksiği, oyuncularının "atletik" olmaması.
Bu eksiklikler yüzünden takımın performansında iniş-çıkışlar oluyor. Performanstaki ritim bozukluğu yüzünden Beşiktaş, oyunda üstünlük kuramıyor.
Pas organizasyonundaki kısırlık, topa sahip olamama ve performanstaki iniş-çıkışlar, Fernandes'in daha verimli olmasını engelliyor! Fernandes'in yanındaki Ernst ve Necip, "teknik" olmadıkları için Beşiktaş, dar alanda ritimli pas organizasyonu yapamıyor, oyun üstünlüğünü elde tutamıyor...
Eksik ve yanlışlar yüzünden kayıplar verip taraftarıyla hırçınlaşan Beşiktaş "10 kırmızı kartlı futbolcusu" ve "7 seyircisiz" oynama cezasıyla "ligin en centilmen takımı" sıralamasında son sırayı aldı! Yanlışlar ve haksızlıklar zinciri sahalarla adalete dek uzuyor! Nasıl mı? Şöyle:

Günahsızlar ne olacak?
Trabzonspor maçından sonra Galatasaray derbisinde de bariz ofsayt gole isyan eden üç-beş gözü dönmüş sahaya atladığı için, Beşiktaş iki maç "seyircisiz" oynama cezası alıyor, failler ifadeleri alındıktan sonra savcılıkça serbest bırakılıyor.
Suçları işleyen hakem ve gözü dönmüşler serbest, günahı olmayan Beşiktaş'a iki maç seyircisiz oynama cezası! Dahası; günahsız on binlerce kişi iki maçı izleyemeyecek, kombinelilerin paraları gasp edilmiş olacak!
Hakemlerin ve gözü dönmüşlerin işlediği suçun cezasını kulüplerin çekmesi adaletsizliği ne zaman bitecek? "Zokora'ya ırkçılık"la suçlanan Emre'ye 180 derece dönüşle "hakaret etti!" denilerek 2, rakibine dirsek atan Almeida'ya 3 maç verildiği ülkemizde bitmez!
Yani PFDK'ya göre; "ırkçılıkhakaret", faul yapmaktan daha ahlaki, daha sportmence!
Bu mu spor, bu mu adalet?
Hadi canım sen de!