Kaçan liderlik

Beşiktaş'ın ilk yarı karnesi, savunması hariç "teşekkürlü" övgüyle taçlandı.
Bu teşekkürü hak etti. Çünkü Beşiktaş, keyif veren futboluyla en hızlı, en çok gol pozisyonuna giren, en çok atan (38) takımdı.
Son 11 maçta yenilmemesi de bir diğer başarısı.
Şu gerçeğin altı kalın çizgiyle çizilmeli: Öncelikle hakem hataları, sonra da "acemilik" olmasaydı, Beşiktaş ilk yarıyı 13 puan fazla ile lider bitirirdi. Ancak G.Saray, G.Antep, Trabzonspor, Bursa, Eskişehir maçlarından 15 yerine 4 puan çıkarabilince hak ettiğini alamadı! Bu talihsiz maçları anımsayalım:
Eskişehir maçında 2-0 önde iken uzatmalarda yediği gollerle 2-2 berabere kaldı. G.Birliği maçında kalenin dibinde mutlak galibiyet golünü atamadı, 1-1 berabere bitirdi.

Savunmadan limon
G.Saray maçının galibiyeti hakemin adı "emek hırsızı"na çıkmış Burak'ın, üstelik ceza alanının dışında kendini yere atmasına penaltı vermesi sonucu maçın 3-3 berabere bitmesi.
Trabzon maçında topun kaleye gitmekte iken kaleci Onur'un ayağının ucundan yön değiştirmesi.
İşte bu mutlak goller olmadı ve Beşiktaş, alkışlanan futboluyla hak ettiği "ilk yarının lideri" unvanını kazanamadı!
Aksilikler, şansızlıklar, hakem hataları, acemilikler şu gerçeği ortaya koydu:
Yeni sezonda daha güçlü bir Beşiktaş için temmuz transferinde yeni Oğuzhan'lar, Olcay'lar, Holosko'lar, Almeida'lar bulunmalı. Dahası ve çok daha önemlisi savunma"yol geçen hanı"ndan kurtarılmalı!
Samet Aybaba, gol yemeye neden olan savunma hatalarını, bazı maçlarda İbrahim Toraman'ı üçüncü stoper olarak ön libero oynattı ancak bu düşünce çoğu maçta kronik hatalara çare olmadı!
Savunma, bireysel ve kademe hatalarıyla "gelene geç" dedi, rakiplerin bozamadığı keyifli futbolunun tatlı tadına, savunması limon sıktı!