04 Mart 2010 | Perşembe

Tavşan dişli kral

Uzun süredir oynamayan Aurelio başta, futbolcuların son durumlarını görmek ve Hiddink'e de göstermek. Sanırım Orta Amerika'dan gelen misafirleri ağırlama nedenimiz buydu. Honduras tam dişimize göre. İspanyol hegemonyası altında siyasi ya da ekonomik anlamda neler kazandılar bilemem ama futbol konusunda bir şey kaptıklarını söylemek zor. Kötü bir takımları var. Böylesine kolay bir maçta savunmayı değerlendirmek yanlış olur. Onlara pek iş düşmedi. Emre Belözoğlu ve Arda'nın şovlarını izlemek ise büyük keyifti. Emre o bölgede ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı. İkili mücadelelerde ayakta kaldı, top çaldı, uzun ters toplarla oyunun yönünü değiştirdi.

Meşin topun efendisi
Arda
için ise söyleyecek çok daha fazla sözüm var. 'Meşin topun efendisi' bu çocuk. Sol, sağ fark etmiyor. İki ayağına da hem yapışıyor, hem de yakışıyor meşin top. En kötü durumda, en iyi pasları verebilmek her babayiğidin harcı değil. Arda için ise çocuk oyuncağı. Hiçbir şey yapmayacakmış gibi durup çok şey yapan biri Arda. Duruşuna baksan futbolcu demezsin ama futbolcunun kralı. Karşısında oynayan iki kere şanssız. Birincisi topla dayak diyor, ikincisi sürekli peşinde koştuğu için Arda'yı izleyemiyor! Bundan önce birçok sahte imparatorluk tacı takıldı bu ülkede ama Arda krallık tacını her şekilde hak ediyor. Sonuç olarak, böyle maçlarda tabelaya bakılmaz, buradaki futbola bakıp ahkam kesmek de kırçıllı keçiden kerteriz almaya benzer. Uzatmayalım. Milli maç vardı, Arda ve Emre'yi izledik. Gözlerimizin pası silindi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor