O piti piti...

Süper Lig'de her şey düğüm haftasına geldi takıldı. Sezon öncesi ve devre arasında yaptığı transferlerle taraflı tarafsız herkesin banko şampiyon olarak gösterdiği Galatasaray, akıllara zarar hatalar yapmasa banko görünen maçları değil kazanmak berabere bile bitirseydi, bugün rakiplerin yine fersah fersah önünde lig bitmeden formalite maçlarını oynuyor olabilirdi. Olmadı, beceremediler. Böylesi lüks bir kadroyu takım yapamadılar. Bugün ağzı olan konuşuyor, konuşacak da kimseyi suçlayamazsınız. Herkes bir senaryo yazmış, sahneye konmasını bekliyor. Fenerbahçe'nin Kasımpaşa'ya sahayı dar edeceğinden tutun da, Galatasaray'ın Bursa'ya direnmeyeceğine ya da lider Bursaspor'a Kayseri ve Beşiktaş'ın güle oynaya yol vereceği alenen konuşulur hale geldi. Son üç haftaya giriliyor, bu senaryolar ilk kez yapılmıyor. Her yıl buna benzerlerini hep duyarız ama sonunda iş olacağına varır. Bugüne kadar hiçbir takımın hiçbir takıma yattığına şahit olmadık. Böyle bir belge de gözlerimizin önüne serilmedi. Gerçekten yönetimlerin de futbolcuların da işi zor.

Yakışmıyor da değil...
4 büyükler için kayıp bir yıldı. Hepsi için istikrarsızlık ön plandaydı. Bursa 5'inci büyük takım olabilir mi bilmiyorum. Ama 4 büyüklerin döküldüğü bu sezonda şampiyonluk onlara yakışmıyor da değil. Fenerbahçe'yi de Beşiktaş'ı da İstanbul'da yen, Trabzonspor'la da iki maçta berabere kal, daha ne olsun? Daha ne olsun, şampiyon olurlarsa "Helal olsun" demekten başka. Demek ki yıldızları bağrında toplayan değil, takım olabilen her zaman kazanıyor. Ligin bitimine üç maç kala matematiksel olarak Beşiktaş'ın üzerindeki tüm takımları şampiyon yapabilirsiniz ama kâğıt üzerinde. Şu bir gerçek ki şampiyon sahadan çıkacak. Bugünden itibaren herkes parmağı ağzında "O piti piti karemela sepeti, terazi lastik jimnastik, tik tik tik' tekerlemesinin müdavimi olup ligin şampiyonunu arayacak. Sonucunda da senaryoların mı, yoksa realitenin takımı mı şampiyon olacak göreceğiz.