108 yıla yakışan

Beşiktaş dün yeni bir sayfa açtı. Schuster'in gidişi ve Tayfur'un gelişi ile Kayserispor karşısında oynanacak futbol herkes tarafından merak konusuydu.
Schuster'in gelişi de gidişi de centilmence oldu. Alman teknik adam, gidiş kararı almasının yanında tüm alacaklarından başarısız olduğu için vazgeçmesiyle, yani duruşuyla da herkesin takdirini kazandı.
Derler ya "Giden gider, kalan sağlar bizimdir" diye... Kala kala da Tayfur Havutçu'ya kaldı ortam. Tayfur da ne yaptı? Doğru seçimler, doğru değişiklikler yaptı. İşte sonuç ortada. Dünkü maçı kazanmasını bildi.
Üstelik geriden gelerek, yıldızlarıyla. Hani Schuster gidince bu yıldızlar oynamazdı!
Böyle diyenler vardı. Ne ilgisi var?Yıldız dediğin, aldığı paranın hakkını verip, formasını terleten isimdir. Bunu yapmazsa zaten yıldız denemez! Bunlar, yıpratma politikaları.

Kayseri'nin eski futbolu yok
Tayfur hoca, tabii ki kendi için çok önemli maç olduğunu düşündüğünden dolayı Doğukan'ı evine gönderdi. 18 kişilik kadroya bile almadı. Bu yaptığı yanlıştı. Genç bir futbolcu, iyi de oynamış bir isimdi. İlk 11'de düşünmeyebilirsin saygı duyarım ama en azından kulübede yanında oturtabilirdin.
Bu arada 108 yıllık tarih de gerçekten çok önemli. Türkiye'nin 1910 yılında ilk tescilli kulübüdür Beşiktaş. Daha bir çok nostaljileri vardır. Biz de yeni nesiliz. Bu günleri yaşıyoruz.
Taraftar takımını ateşlemesini bildi. Kayserispor iyi bir takım ama nedense futbol anlayışları biraz değişti.
Bundan önce daha cesur futbol oynuyorlardı ama bu aralar nedense eski futbollarını sergiliyemiyorlar. Halis Özkahya'nın iyi bir maç yönetmesi gerekirdi. Baskı yok, stres yoktu. Benim de çok beğendiğim bir hakem ama penaltı dahil verdiği birkaç kararda hatalıydı.