02 Kasım 2010 | Salı

Canbaz

Çocukluğumda bir canbaz gelirdi mahalleye. Mahalle ayağa kalkardı.
İpin üzerinde yürüyen adamı, radyoda maç anlatır gibi anlatırdık birbirimize.
O canbazlar gitti, ekran canbazları geldi.
Bir şeyler de bitti ama...

Küçük çocuklarının terli sırtına bez koyardı anneler.
Sonra çocuklarının önüne televizyon koydular. Bilmezler ki, televizyondaki canbazlar çocukların içine girer, zehrini akıtır da, çıkmaz bir daha. Aynen öyle oldu.
Mahalle kültürü gitti, ekran kültürü geldi.
Bir şeyler de bitti ama...

O yüzden paranın bol, teknolojinin sınırsız, futbola yön veren canbazların bakteri gibi ürediği bir düzende... Bursaspor ile Fenerbahçe arasındaki 15 dakikayı yere göğe sığdıramadık.
Çünkü sezon başından beri futbol diye görebildiğimiz bu.
Futbol ölüsüyle geçen maçların ardından elimizde kalana bakın.
Elendiğimiz Avrupa takımlarına. Beslendikleri teknik adamlara pudra şekeri serpen medya düzenine bakın. Böyle bir ülkede 15 dakikalık mucizeyi baş tacı etmeyip ne yapalım?

Hafta sonunda özel adamlar vardı. Emre Belözoğlu'nun sükunetini, sihrine referans saydım.
Bu demektir ki, hakeme karşı harcanan enerjiyi maçın içine saklayan Emre, tadına doyulmaz bir futbolcu oluyor.
Maçtan önce Alex'i saf dışı ilan edenlerin, Bursaspor maçındaki Alex'e koyacak yer bulamadıklarını gördüm. Alex üzerinden devrim safsatasıyla, Fenerbahçe'nin Avrupa yoluna taş koyan Aykut Kocaman ve savunma avukatları, Alex'e sezon sonuna kadar mahkum olacaklarını bilsinler.
Ayrıca, sezon başından beri iltihap gibi duran ve son olarak Sercan'ın elek ettiği savunmaya göz atmak, devrim masallarıyla uğraşmaktan çok daha anlamlıdır.

Bursaspor'a baktım.
Bir akıl defansı, bir cesaret hücumu.
İstediğinde duru, istediğinde keskin. Ertuğrul SağlamTürkiye'yi çözmüş.
Takımını yönetirken, aslında futbolcunun özgürlüğünü yönetiyor.
O yüzden gol kaçırma hakkına sahip olan Sercan, hocasından övgü aldı. Ertuğrul Sağlam'ın gençlik felsefesi. "Usta olmak istiyorsan hata yap!"

Schuster'e baktım.
Yüzünü avuç içlerine yaslayan adama.
Maçın son yarım saatinde sahada "Beşiktaş huzurevini" , kulübede kendi iç dünyasını kurmuş. Sivasspor'un son dakika pozisyonunda, sadece kale direkleri değil, tribünler de sallandı ama adam kıpırdamadı.
Düşündüm de, kendi yanlışlarından bile etkilenmeyen adam, nasıl tepki versin?
Ama Beşiktaş taraftarı tepkiye hazır. Çünkü, büyük adamlar kendi adını küçük düşürdüğü zaman, ne vefa kalır, ne eski dostluk.

Galatasaray'a baktım. Antalyaspor'un ikinci yarıda pasifize ettiği takıma. Fenerbahçe maçında kahramanlıkla örtüşenler, Antalyaspor maçında gerçeklerini soyundular.
Bir maçta "ruh tedarik" etmekle, takıma ruh katmak arasında uzun bir yol var.
O yüzden Hagi'ye seslendim. "Kolay kurulan imparatorluklar, kolay yıkılmaya da çok müsaittir."

Bizler çocukluğumuzdan biliriz...
Canbazın hünerini gösteren iptir. O yüzdendir ki, ipini koparanların canbaz olması gariptir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor