İsmet Tongo

İsmet Tongo

26 Nisan 2010 | Pazartesi

UEFA'ya talim

Karşılaşmadan önce hangi Galatasaraylı'ya "Maçı kim kazansın?" diye sorsanız, alacağınız cevap kesin şuydu: "Elbette Bursaspor. Cimbom kaybettiğine göre Fenerbahçe şampiyon olacağına, Bursaspor olsun daha iyi."
Aslında Galatasaray'ın hedefi Şampiyonlar Ligi idi. Bursaspor'u yenmesi demek farkın ikiye inmesi demekti. Ama gel gelelim Galatasaray bu fırsatı da, gol kaçırma yarışına girince elinden kaçırdı ve fark gene beşte kaldı.
Fenerbahçe, Kasımpaşa'yı 1-0 yendikten sonra, gözler Galatasaray-Bursaspor karşılaşmasına döndü. Tabii bu dönüşte tüm Fenerbahçeliler de 'dönüşüme' geçip, Galatasaraylı oluverdi.
Aslında Fenerbahçeliler'in bir şampiyonluk uğruna böyle değişime uğramaları beni bir hayli şaşırttı.
Sarı-kırmızılı takım, maça geçen haftaki kadrosu ile çıktı. Hedef galibiyetti. Bursaspor ise puan kaybedip liderlikten olmak istemiyordu.

GOLLER KAÇINCA...
İlk yarıdaki görüntü Galatasaray'ın, Bursaspor'dan daha istekli, daha gole yakın oynadığıydı.
Kanatlardan oyun üstünlüğü Galatasaray'ın elindeydi. Bir tarafta Keita, diğer tarafta Dos Santos, çok çabuk rakip sahaya iniyor, ama sonucu getirecek topları 18 içine atamıyorlardı.
Keita, Dos Santos, Baros ve Arda'nın kaçırdığı ciddi goller vardı. Sonuçta Bursaspor biraz cesur, Galatasaray da akıllı olsa ilk yarı kesinlikle karşılıklı bol gollü kapanırdı.
İkici yarı beklentiler çoktu. Sercan'ın altı pas çizgisinde boş dururken önünden geçen topa dokunamaması kaçan bir gol ve onun ayıbı idi.
Keita'nın, Baros'un kaçırdığı gollerden sonra daha bir sürü pozisyon heba oldu. Hakem Neill'le Zapo'yu oyundan attı ve maç da 0-0 bitti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor