25 Nisan 2010 | Pazar

Pascal Nouma: Çok büyüksünüz

Maçı izlerken şöyle bir düşündüm. Acaba bizim oyuncular hangi kulüpte oynadıklarının farkındalar mı? İnsan kaybettiği değerlerin kıymetini daha sonra anlıyor, ama o zaman iş işten geçmiş oluyor...
Beşiktaş'tan ayrılışımın arkasından ben bunun acısını yıllarca hissettim.
Geçen hafta şampiyonluk ihtimali kaybolmuş olabilir ama sen Beşiktaş'sın, karşındaki takım Sivasspor. Arada dağlar kadar fark var. Sen maçın ilk dakikasından itibaren rakibini boğmazsan, ilk yarıya 1-2 gol sıkıştıramazsan nerde kaldı senin büyüklüğün?
Madem şampiyonluk gitti, ligi en azından 3. veya 4. sırada bitirmelisin ki taraftarlarının gönlünü alasın.
Maçın başlama vuruşuyla düzenli paslaşmalar var ama sonuç yok. Bu tip karşılaşmalarda en hızlı bir şekilde sonuca gitmek zorundasın. Bunun içinde gol atman lazım.
Ben dün ilk yarıda en azından iki gol olmasını bekliyordum, hayal kırıklığı yaşadım.
Devre arasında dikkatimi taraftarla ağız dalaşına giren Serdar Özkan çekti. Kendisine iki çift lafım olacak... Bak sevgili Serdar, senin taraftara laf söyleyebilmen için önce onlara bir şeyler vermen lazım, şu an Beşiktaş'ı kafanda bitirmiş gibisin, sana sözleşme teklif ettiler kabul etmedin, o zaman zorlama kendini Serdar, yolun açık olsun, git nereye gitmek istersen, işte o zaman yazımın başında ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksın.
İkinci yarı, ilk yarının kopyası gibi başladı.
Sivasspor'un golünden sonra maça biraz hareket geldi. O golden sonra Beşiktaş biraz uyanır gibi oldu ve çok kısa bir süre sonra Bobo'nun kafasından gelen golle eşitlik sağlandı.

Ensene tokadı yersin
Bu arada genç Necip ve genç Rıdvan dikkatimi çekti. Bu iki yıldız adayının yeni sezon öncesi iyi bir hazırlık kampı geçirip önümüzdeki sene takımdaki yerlerini garantilemeleri en büyük temennim. Her ikisi de ilerde bu takımın banko oyuncuları olacak düzeydeler, bundan hiç şüphem yok.
Her iki takıma da beraberliğin yaramayacağı bir karşılamada, tam Holosko'yu eleştirmek üzereydimki gelen golü, beni bu kararımdan vazgeçirdi.
Kendisinden daha yaratıcı olup eski gücüne dönmesini bekliyorum, eğer Dünya Kupası'nda da bu performansını gösterirse gelecekteki kariyerini riske eder.
86. dakikada Rüştü, bir kalecinin yaşayacağı en şanssız pozisyonlardan birini yaşadı, Kamanan'ın ceza sahasından çektiği şut önce direğe sonra da Rüştü'ye çarparak kale ağları ile buluştu. Bu dakikadan sonra oyun tam bir kör dövüşüne dönüştü.
Beşiktaş Sivasspor kalesine şuursuzca yüklenirken, Sivasspor galibiyet golünü kontrataklardan bulmaya çalıştı.
Maçın bitiş düdüğüyle her iki takım da kendilerine yaramayan birer puanı hanelerine yazdırdılar. Maç sonrası Beşiktaşlı futbolcuların hakeme agresif tutumlarını anlamakta zorlandım. Bu agresifliği lig boyunca sahada göstermelilerdi.
Unutmasınlar ki ligin centilmen takımına ne puan veriyorlar ne de şampiyon yapıyorlar.
Eğer önümüzdeki sene de böyle nazik, agresiflikten uzak oynayıp savaşmazlarsa, enselerine tokadı vurup, ağızlarındaki lokmayı alan çok olur.
Son sözüm de Beşiktaş taraftarına, ÇOK BÜYÜKSÜNÜZ ÇOOK...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor