12 Temmuz 2010 | Pazartesi

Dünya Kupası'ndan alınacak dersler

Futbolun zirvesi Dünya Kupası, oyunun değişimini ve geleceğini belirleme açısından da çok önemli. Tüm dünyanın gözlerini çevirdiği bu şölen, oyunun üst düzey teknik adamları ve "A kalite" yıldızlarının futbola şekil verdikleri bir arenadır da aynı zamanda. Kupada başarıyı yakalayan taktikler ve takımlar her zaman örnek alınmış ve yenilik getiren teknik adamlar ilham kaynağı olmuştur. Bu bağlamda kupanın futbolda önümüzdeki sezonda oynanacak maçlara da ışık tutacağını söyleyebiliriz.
Hiç kuşkusuz Schuster de Dünya Kupası'nın gösterdiği doğruları ve getirdiği yenilikleri dikkate alarak yeni sezondaki takımını şekillendirebilir.
Tabii bu durumun aksine Alman teknik adam, kupadan alınacak bir doğru da bulamamış olabilir. Buna kuşkusuz o karar verecek.
Ben tabii Schuster'in Dünya Kupası'ndan takımı için neleri alması gerektiğini yazmayacağım, o dünyanın zaten en iyi hocaları arasında. Ama ben bir futbolsever olarak Dünya Kupası'ndan çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim. Beşiktaş da Güney Afrika'da oynanan maçlarda ortaya konan doğrulardan önemli çıkarımlar yapabilir.

ORTA SAHA HAKİMİYETİ
Örneğin Dünya Kupası, orta saha hakimiyetinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Orta alanda topa sahip olmayı ve ayakta kalmayı başaran takımlar rakipleri karşısında önemli bir üstünlük sağlamayı bildi. Bunun aksini yapan takımların büyük başka artıları da olsa, dünyaca ünlü yıldızları da bulunsa İngiltere ve Arjantin gibi hayal kırıklıkları yaşadılar.
Oyunlarını orta alan hakimiyeti ekseninde kuran Gana, Meksika, Japonya, Paraguay gibi takımlar beklenenin üstünde başarı yakaladı.

Orta saha hakimiyeti dediğimizde akla gelen ilk takım İspanya'dan bahsetmeye bile gerek yok.
Bir de oyunlarını hızlı hücum ve direkt sonuca giden paslar üzerine kuran takımlar var. Bu takımlar kupanın en zevk veren ekipleri olarak tribünleri heyecanlandırmayı başardılar. Özellikle Almanya ve Hollanda bu stratejiyi iyi uygulayarak önemli başarı yakaladılar. Bu iki takım tek forvetli ve hızlı, yetenekli kanat hücumcuları ile rakip yarı alana nasıl hızlı geçilmesi gerektiği ve kısa sürede nasıl çoğalınabileceğinin dersini vererek sonuca gitmeyi başardılar.

İYİ ALGILAMAK LAZIM
Kupada bir de, çok büyük yıldızlarınız olmasa da, rakibinizden kalite farkınız bulunsa da, iyi sonuç elde edilebileceğini gösteren takımlar var. Uruguay, Şili ve Slovakya gibi. Dünya futbolunda büyük ülkelerle diğerleri arasındaki farkın kapandığını sık sık dile getiriyoruz. Bunu iyi bilen ekipler birlik olmanın gücünü sahaya yansıtarak doğru futbolla zor engellerin aşılabileceğini ispatladı.
Bir de takımlar ne yapmamalı sorusuna cevap teşkil edecek örnekler veren takımlar var.
Örneğin, kendine güvenmekle rakibi küçümsemek arasındaki ince çizgiyi sezemeyen Brezilya, kaliteli oyuncuların bir birliktelik oluşturmadan bir hiç olduğunu geç fark eden İngiltere, iç huzurun her şeyden daha önemli olduğunu gösteren Fransa ve geçmişin geçmişte kaldığını ispatlayan İtalya gibi.
2010 Dünya Kupası dikkatli bakanlar için çok büyük dersleri içinde barındıran hikayelerle dolu.
Hem taktiksel hem de mental açıdan alınacak dersler, futbolun doğrularını yerine getirme ve başarıyı yakalama açısında önemli bir referans olacak.
Umarım Beşiktaş bu sezon, Dünya Kupası'nın gösterdiklerini iyi algılayan ve başarıyı yakalayan bir takım olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor