Atamayana atarlar!

Beşiktaş yine maça geriden başladı. Baskıyı kurduğu, bunalttığı anlarda önceki maçlarda araya atılan toplarda yenilen gollerden farklı olarak birkaç maçtır da bir kontra hastalığına yakalandı.
Yenilen golde taktik faul yapılmaması kadar, İbrahim Üzülmez tecrübesinde bir futbolcunun duruş hatası yapması şaşırtıcıydı.
Kendisiyle çalışma fırsatı yakaladığım Ziya Doğan'ı yakından tanırım. Takımının golünden sonra Beşiktaşlı duruşunu gösterdi ve işinde ne kadar profesyonel olduğunu da öne geçmesiyle kanıtladı.
Beşiktaş'ın beraberlik golü Tabata'nın performansına yakışır(!) derecede şans golüydü.
Kartal'ın 2. golü ise oyuncuların istedikleri zaman kombine atak yapabildiğini gösterdi. Holosko'nun golü atmasına rağmen geçen haftalardaki performansından farkı yoktu.
Maçın ilk yarısını önde kapamasının sevincine hazırlanırken Quaresma'nın sakatlanması hepimizi üzdü...
O ana kadar tüm coşkusuyla takımına destek veren taraftarlar birden sessizliğe gömüldü. Umarız ki Quaresma'dan iyi haberler gelir... Galatasaray maçında sahada yer alması oldukça önemli.

Sakatlıklar bel büküyor
Beşiktaş ikinci yarıya presle başladı. İlk 20 dakikada sağlı sollu, bilinçli, bunaltıcı ataklar vardı. Kaçırılan iki çok net pozisyon sonrası skor 4-1 olacak iken, skorun 2-2 olması Beşiktaş'ı fiziksel olarak bitirdi. Kaçırılan golleri değerlendirmek dahi istemiyorum, eğer bu pozisyonları değerlendiremezseniz her maç sonunda puan kaybetmeniz de kaçınılmaz olur. Sezon başından beri yaşanılan sakatlıklar Beşiktaş'ın belini bükmeye devam ediyor.
Bir maçta oyuna doğrudan 3 müdahale hakkınız var ama siz ikisini zorunlu kullanıyorsunuz. Önceki yazımda olası bir puan kaybında Beşiktaş'ın ne tip sorunlarla karşı karşıya kalacağını düşünmek bile istemiyorum demiştim, bu puan kaybı sonrası Beşiktaş camiası içinde neler olacağını bekleyip göreceğiz.