Tam bir usta işi

Metin Türel hocamda görmüştüm, hiç değiştirmezdi ilk 11'i... Senenin başında birbirini tamamlayan kadroyu kurar, sakatlık ve ceza hariç hiç değiştirmezdi. Kulübeye baktırmazdı futbolcusunu. Ona güvendiğini hissettirir, futbolcu da rahat olurdu. Belçikalı bozmuştu o ayarı Trabzon'da! Kim 'as' kim 'yedek' karışmıştı. Saha içinde yedeğe düşen futbolcu, saha dışında futbolu yedeğe alır ne yazık ki! Herkese yedek futbolcu muamelesi yaparsan yedeğe alırsın takımı. Çok kere yazdım tarif ettim; geçen senenin 19. maçına kadar ligin en iyisi, şampiyonluğu hak eder futbolu oynayan Trabzonspor'dur. O haftalarda çizgi dışına çıkan futbolcular, tam 1 senede kendine gelebildi. İşte şimdi kendi gibi oynuyorlar. Doğru antrenman, doğru taktik, meseleye sarılma, tüm zevklerin önüne futbolu geçirme, hocadan gelene tam itaat etme gibi birçok detay üst üste binse de her şeyin başı güven ve birbirine inanmak olduğu için Türel hocamdan girdim. Ustalığın göstergesidir daha en başından doğruyu bulmak. Sonra o bulduğun doğruda ısrar etmek...

Şenol hoca takımı diriltti
Hiçbir şekilde Şenol hocayı tartışma, tartışmaya açma niyetim yok. Uygulamalarını değerlendirme, ne mana ifade ettiğini söyleme amacındayım. Yanlış yapsa da bir daha aynı yanlışı yapmayacağından emin olduğum için o rahatlığı veriyorum. Yanal hocanın elinden kaçan, Belçikalı ile benliğini kaybeden kadroyu kendine getirdi. Yine çok koşuyorlar, alan daraltıp oyunu sıkıştırıyorlar. Aynen Ersun hocanın aşıladığı gibi, direkt kaleyi hedefliyorlar. Doğal olarak Güneş ayarıyla rakip kale hedefinden sapmamak kaydıyla, daha çok ayağa daha garanti bir yapıyı oturtmaya çalışıyorlar. 'Çocuk' işi çözecek gibi. Her top tuttuğunda milli takıma bir adım daha yaklaşıyor. Alanzinho'da ki olumlu değişimin farkındayım. Colman daha verimli kullanılabilir. Teo'ya o kadar para ödeyip Umut'un yedeğinde bekletmek biraz manasız geliyor bana. Ayrıca, son yarım saatler sıkıntılı geçiyor, gözden kaçmamalı...