26 Kasım 2010 | Cuma

Tarihe bile saygısı yok!

Schuster, puan cetvelinde Beşiktaş'ın üzerindeki rakiplerini 1960'ların futbolunu oynamakla itham ediyor... Savunmaya çekilip bekliyorlar ve kontratakla sonuca gidiyorlar. Şimdi bakalım durum gerçekten öylemi? Kayseri ve Karabük bu tür oynayan iki takım. Yani bekleyip, rakibi avlıyorlar. İstanbul BŞB de öyle. Fenerbahçe ise sadece Beşiktaş'a karşı öyle oynadı. Yani Schuster "Bize karşı öyle oynuyorlar" diye kıvırıp Fenerbahçe konusunda da haklı duruma geçebilir... Ammaa; Trabzon ve Bursa'ya büyük haksızlık yapıyor. Özellikle de Trabzon'a. Şenol Güneş hiçbir maçında bu tür bir oyunu tercih etmedi. Orta sahada basan, kanatları çok iyi kullanan ve son saniyeye kadar maçı zorlayan bir Trabzonspor var bu sene. Yani Schuster bu çıkışında bazı açılardan haklı olsa bile, en azından ligin liderine büyük haksızlık yapıyor. İşin bir tarafı bu ama bir de madalyonun diğer yüzü var. Kayseri, Belediye ve Karabük neden böyle oynuyorlar acaba? Schuster zahmet edip ciddi bir gözlem yaparsa şu gerçeği görecektir: Bu takımlar ellerindeki kadroya en uygun sistemlerle oynuyorlar, Schuster gibi macera aramıyorlar. Peki Bernd Schuster gerçekçi mi? Asla değil? Elinde orta sahayı mutlaka ve mutlaka kalabalık tutmasını gerektiren bir oyuncu topluluğu var. Bu kadroda Nihat, Tabata ve Holosko'dan ikisi bir arada hiçbir zaman oynamamalıdır. Hele hele Guti ve Quaresma sahada olduğunda Nihat, Tabata ve Holosko kadroda dahi olmamalıdır. Çünkü bir takım pres yapmayan, yalnızca top ayağına gelince oynayan en fazla iki kişiyi taşıyabilir. Beşiktaş'ın bu konudaki yükü de Quaresma ve Guti'dir. Diğerleri fazladır. Bunu görmek için futbol profesörü olmaya da gerek yok. Schuster'in bir türlü göremediği de budur!

* * *
Lucescu'nun tırnağı bile olamaz
Lucescu da böyle Schuster gibi büyük laflar ederdi. Ancak önce sahada başarı elde edip, daha sonra konuşmaya başlamıştı. Schuster ise hiçbir icraat yapmadan lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyor. O nedenle kimse ikisini karıştırmasın. Schuster bu açıdan
Lucescu'nun tırnağı bile olamaz.

* * *
Futbolumuzun UFO'ları
Futbolun her sonuca açık bir oyun olduğu malum. Özellikle derbiler bu anlamda çok daha hassas bir noktadadır. Derbilere futbolumuzun UFO'ları demem bundan. Unutulmaz Futbol Oyunları olarak baktığınızda da yine UFO çıkar karşınızsa. O nedenle maç öncesindeki manzaralar çok önemli değildir derbilerde. Her şey sahada biter ve hiç hesapta olmayan bir ayrıntı geceye damgasını vurabilir. Pazar günü oynanacak büyük maç için de bu söylediklerim geçerli. Schuster'in sistemi inanılmaz riskli ve Beşiktaş'ın sakatı çok, dolayısıyla favori Galatasaray; bunlar tamam. Yine de bir sürpriz olursa şaşırmamak gerek.
Dedim ya, UFO bunlar!

* * *
Sami Yen'e veda
Yıllarca Türk futbolunun kahrını çekti, büyük zaferlere tanıklık etti. Bu nedenle Türk Telekom Arena'nın açılışı kadar, Ali Sami Yen'in kapanması da çok önemlidir. Günü geldiğinde Galatasaray o kapanışı layıkıyla yapacaktır, buna şüphe yok. Bununla birlikte pazar günü Sami Yen'de son derbi oynanacak. Dolayısıyla bu da bir kapanıştır. Beşiktaş ve Galatasaray o kapanışa yakışır bir futbol oynamalı ve hafızalarda iz bırakmalıdırlar. Ali Sami Yen bunu fazlasıyla hak ediyor.

* * *
Fatih Tekke ihaneti
Elinizde Fatih Tekke gibi bir yıldız var ve siz iki maçta 15-20 dakika şans verdikten sonra bu oyuncuya küfür ediyorsunuz! Schuster'in ne kadar adaletsiz ve futbola ihanet eden bir teknik adam olduğu ortada. Nihat'a, Tabata'ya, Holosko'ya sabreden bir hoca, Tekke'yi öpüp başına koymalıdır. Eğer G.Saray derbisinde de bu oyuncuyu düşünmez, hele 18 kişilik kadroya almazsa Schuster'in çağ dışı bir kafa yapısına sahip olduğuna ve kin tuttuğuna inanacağım. Pazara kadar!

* * *
Çakır' a güvenelim
CÜNEYT Çakır tartışmasız Türkiye'nin en iyi hakemi. Sami Yen'de bundan önce yönettiği derbide Beşiktaş aleyhine önemli hatalar yaptığı için siyah-beyazlı cephede bir tedirginlik var. Ancak herkes rahat olsun, Çakır Avrupa'nın en iyilerinden biri olma yolunda ilerliyor ve çok büyük şanssızlıklar yaşamazsa iyi bir maç yönetecektir. Dilerim hakem şansı da yanında olur.

* * *
Nihat'ın sakatlanması ilahi adalet
Mustafa Denizli, Nihat'ı oynata oynata bitme noktasına getirdi, Schuster de tam bitirdi! Sonunda Nihat sakatlandı. Denizli'nin, Schuster'in ona vermedikleri zamanı; ilahi adalet verdi. Kimbilir belki bu sürede kendini bulacak ve öz güvenini kazanıp iyi bir dönüş yapacaktır.

* * *
Görmeyen gözlemciler!
Bu ülkede herhangi bir maçta meydana gelen her türlü gelişmeyi kayıt altına almak, duruma göre gereğini yapmak federasyonların görevidir. Federasyonlar da tüm bu görevler için maçlara temsilcilerini gönderirler, bizim gözümüz, kulağımız olun diye. Fenerbahçe-Buca maçında cezalı Emre, güvenlik amirinin akreditasyon kartıyla sahaya iniyor ve maalesef maçtaki temsilciler Ayhan Kabakçı, Vecdi Özkan, Alper Yücel bu skandalı göremiyorlar. Federasyonun kulakları sağır, gözleri kör oluyor özetle. Şimdi merak ediyorum hakemlerin söz geçiremediği Emre konusunda federasyon ne yapacak? Bu arada, yukarıda ismi geçen üç gözlemci arkadaş bundan önce kaç Fenerbahçe maçına verilmişler, başka neleri görmemişler; o da ayrı bir merak konusu.

* * *
Zaman hırsızları
Sevgili Mehmet Demirkol, "Hakemler not tutmakla zaman kaybetmesin" demiş. Olur dostum, önce yere yatanları, her taç ve aut atışını merasime çevirenleri, gerektiği kadar ekstra zaman oynatmayanları
halledelim; oraya da geliriz!

* * *
Günün sözü
Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister. Halbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir.
Aristoteles

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor