29 Mart 2011 | Salı

Milli önyargılar

AVUSTURYA grubumuzun sıradan takımlarından biri, Belçika'da öyle. Bu iki sıradan takımın birbirine verdikleri zarar bizim gruptaki en önemli kredimiz.
Futbola yaptığımız yatırımı, federasyonun sağladığı imkanları, Hiddink gibi gerçek bir usta ile çalışmamızı üst üste koyunca bu iki rakibi de ezip geçmemiz gerektiğini düşünebiliriz.
Ne var ki kazın ayağı öyle değil.
Belçika'yı İstanbul'da güç bela yenebildik ve grubun en zayıf iki takımından biri olan Azerbaycan'a ise deplasmanda yenilmekten kurtulamadık.
Bu manzara gösteriyor ki, performans olarak asla olmamız gereken yerde değiliz.
Bir yandan kadroya yeni oyuncular katıp, diğer yandan hedefe koşmak zordur malum.
Buna karşın Almanya hariç gruptaki tüm rakiplerimizin yeniden yapılanma sürecimize uygun olduğunu da kabul etmeliyiz.

Masallara karnım tok benim
Buna rağmen kadroyu yenilemekten kaçınmamız başarısızlığa davetiye çıkarmaktan başka bir şey değil. Tıpkı 2002 sonrasında olduğu gibi.
2002'deki dünya üçüncülüğünün ardından defansımızın göbeğindeki Bülent Korkmaz, Emre Aşık, Alpay Özalan başta bazı futbolculardan vazgeçmeye cesaret edemediğimiz için 2004 Avrupa Şampiyonası elemelerinde başarısızlığı yaşamıştık. Cesaretle yenilik peşinde koştuğumuzda ise 2008'deki Avrupa üçüncülüğü gelmişti.
Yakın tarihimiz bu anlamda ders almamız gereken olaylarla dolu. Ders almadığımız ise aşikar.
Aksi halde 2002 sonrasındaki hatalarımızı tekrarlamazdık ama tekrarlıyoruz.
Savunma da yeni isimlere şans vermekten korkuyor ve son derece formsuz olmalarına rağmen aynı oyuncularda ısrar ediyoruz.
Bugün Avusturya'ya karşı zorlanırsak ya da işler kötü giderse bilinki gerçek sebep bu manzaradır.
Güle-oynaya yenmemiz gereken Avusturya'yı yenemezsek ben işin bu tarafına bakarım ve kimsenin anlatacağı masalları da dinlemem.

Başbakan devrede
Beşiktaş için en güzel haber, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İnönü Stadı için devreye girmiş olması. Bundan sonra sorunlar çok daha kolay çözülür. Inönü'de Türk futbolunun tarihi yatıyor ve kendisi de eski futbolcu olan Sayın Başbakan'ın, İnönü'nün tarihine saygı göstereceğine kuşku yok. Öyleyse Sayın Kültür Bakanımızın muhalefetine rağmen "Tarihi" İnönü Stadı kurtulacak demektir. Artık buna çok daha fazla inanıyorum.

Polat bunu hak etti
Camia kongreye gitmelisin diyor. Kime?.. Adnan Polat'a?.. Kim? Kendisi oraya seçenler. Polat inadına direniyor. Yetmezmiş gibi, gitmesi kesin olan bir teknik adamla F.Bahçe derbisine çıkarak, neredeyse yenilgiyi peşinen kabulleniyor. Hedefi ne? Kazanırsa Hagi ile sezonu tamamlayacak, kaybederse belki Hagi kendi gidecek ve başkan tazminattan kurtulacak. Bu kadar küçük hesapların faturası, genellikle böyle ağır olur. Peki ibra etmemek Galatasaray'a yakıştı mı? Belki yakışmadı ama Polat bunu çoktan hak etti onu biliyorum.

Otobüs camları neden kırılmış?
Geçen hafta derbiye gelirken otobüsün camlarını kıran Fenerbahçeli ve Galatasaraylı taraftarları eleştirmiştim. Bir Fenerbahçeli okurum işin farklı boyutuna dikkat çekerek şöyle diyor: "Abi, ben de o otobüsteydim... Yaklaşık 300 kişiydik, nefes bile alamıyorduk. Camlar kırılmasa belki de havasızlıktan ölecektik!.." Evet aramızda zevk için devletin malına zarar veren holiganlar olduğu gibi, maalesef bu tür durumlar da yaşanabiliyor. Onca taraftara üç otobüs fazla verip olayı çözmek varken, biraz de kendimiz kaşınıyoruz galiba. Ne dersiniz?

Kayseri tahammül edemedi
SEN kalk Fenerbahçe'den kiralık kaleci al, o kaleci de Fenerbahçe maçında iki hatalı gol yesin, bir tek hava topuna çıkmasın. Olur, "Kalecimiz formsuzdur!" der geçersin. Ama Kayserispor öyle yapmıyor. Sezon sonuna kadar kiraladığı genç kaleciyi ligin bitimine daha iki ay olmasına rağmen Fenerbahçe'ye geri gönderiyor. Mazeret de çok ilginç; zaten kiralıktı! İyi, tamam da sezon sonuna kadar kiralıktı, parası ödenmişti vs.. Kayseri parasını ödemesine rağmen Volkan Babacan'a tahammül edemedi demek ki! Burdan bu çıkıyor, kimse kusura bakmasın.

Adam kere adam
MANİSA'nın Turgutlu ilçesinde akciğer rahatsızlığı bulunan öğretmen Narin Gülay Ertürk'ün, Avusturya'da tedavi olabilmesi için kolları sıvayan Ekrem kardeşim, asla bu işin şovunu da yapmadı... Ne diyeyim; adamsın Ekrem, adam kere adamsın.

Tayfur ve Guti
Başkan Demirören'in yerinde olsam iki yıl şampiyon olamamayı dahi göze alıp takımı Tayfur hocaya bırakır, Guti'yi de menajer futbolcu yaparım. Alt yapıdan gelen gençleri takıma motive etmelerini de şart koşarım. 30 sene önce yapılmıştı. Bunun için biraz cesaret yeter!

Gecelerin hakimi PFDK
Dört büyük kulüp PFDK'ya sevk edilmiş ve doğal olarak tüm spor gazeteleri ve de gazetelerin spor sayfaları, kurulun vereceği kararı dört gözle bekliyor. Çünkü bu kararlar ligin gidişatını dahi etkileyecek kadar önemli olabilir. Dolayısıyla sayfalarda yer alması şart. Ancak gelin görün ki bizim PFDK akşam üzeri toplanıp gece yarısı karar açıklıyor... Dolayısıyla tüm gazeteleri çok zor durumda bırakıyorlar. PFDK Başkanı Reşat Bostan ve arkadaşları bu durumu umarsamayıp "Bu sizin sorununuz!" diyorlarsa unuttukları bir şey var demektir! Futbol ailesi olarak hepimiz aynı geminin içindeyiz ve herkes birbirinin işini kolaylaştırmalı, zorlaştırmamalı! Di mi Sayın Bostan!?

Geçti Bor'un pazarı
Zaten bunlar her şeyden anlıyor. Transfer de biliyorlar, taktik de. Antrenörlerini de fırçalarlar, soyunma odasına da inerler..." Böyle diyor MHK Başkanı Oğuz Sarvan. Aylarca, yıllarca sustuktan sonra, can yoldaşı Yüksel Okçuoğlu gidince patlıyor. Geçti Bor'un pazarı Oğuz hoca. Sen bunları Aziz Yıldırım ilk açıklamayı yaptığı gün söyleyecektin. Susarak hakemleri sahipsiz bıraktın onların da ekseni kaydı. Artık ne desen boş.

GÜNÜN SÖZÜ
Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim. Çin Atasözü



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor