Özgener çıtayı yükseltti

Türk futbolundan bir Mahmut Özgener geçti. Hem de ne geçmek. 3.5 yıl önce göreve başladığında kasada 115 milyon TL vardı, giderken yaklaşık 250 milyon TL bıraktı.
Marka değeri 500 milyon dolar ve kasada 250 milyon TL...
Özgener öncesinde Levent Bıçakçı dört büyüklere teslim olmuş ve "Bir önceki sezondan daha az kazandığınızda ben aradaki farkı kasadan ödeyeceğim" diye üç yıllık taahütte bulunmuştu.
Özgener bu anlaşmayı yenilemedi. Büyüklerin hak etmeden aldıkları parayı performansa göre dağıttı. Dört büyüklerin değil deyim yerindeyse "14 küçüklerin!" yanında yer aldı.
Mahmut Özgener döneminde canı gibi sevdiği Altay küme düştü.
Bir Anadolu takımı şampiyon oldu. Bir başka Anadolu takımı yani Sivasspor şampiyonluğu kıl payı kaçırdı. Trabzonspor son yıllarda ilk kez şampiyonluğa bu kadar yaklaştı. Adaletli bir yarış ortamı yarattı Özgener.
Kalabilirdi. Hem de yıllarca.
Bıraktı... Adam gibi geldi, şerefiyle yönetti, şanıyla gitti.
w Tecrübelerimizi aktaralım Şimdi
Mehmet Ali Aydınlar federasyonunun önünde böyle bir çıta var. Çok çalışmalılar. Göksel Gümüşdağ ile birleşmeleri hayırlı oldu.
Türk futbolu yine emin ellerde olacaktır. Ciddi bir yanlışlarını görene kadar tüm desteğimle federasyonun yanında olacağım.
Hemen belirteyim, kendisi ne der bilmem ama Levent Kızıl gibi yıllardır futbolun içinde olan genç ama çok tecrübeli bir isim de bu yönetimde olmalıdır diye düşünüyorum.
Bu bakışla son derece başarılı bir dönemi geride bırakan Adnan Türkkan ve Reşat Bostan gibi isimlerin de kurullarıyla birlikte yeni federasyonda yer almalarının doğru olacağı kanatindeyim.
Hatta ben dahil birçok kişinin şikayet ettiği bazı beceriksizliklerine rağmen MHK'nin de çok fazla değişmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Bizimkisi testi kırılmadan yol göstermek, 30 yılık tecrübemizi aktarmak. Naçizane tavsiyelerde bulunmak. İsteyen dikkate alır, isteyen almaz.

* * *
VEFALI ŞENER VE VEFASIZ YILDIRIM
BİLEN bilir; Sadri başkanın yönetimsel hatalarını çok eleştiririm ama adamlığına laf söylemem, söyletmem. Mahmut Özgener'e karşı takındığı tavır bana bir kez daha "Adam kere adamsın Sadri başkan" dedirtti. Dört büyükler arasında Mahmut Özgener'den yana tavır koymak en başta Sadri Şener için büyük riskti. Şampiyonluğu kaçıran camiasından büyük tepki alabilirdi. Sadri başkan bu hesapları yapmadı, Özgener kalsın diye uğraştı. Aziz Yıldırım ise tam tersi, adaletli yönetim gösteren Özgener'e bir teşekkürü bile çok gördü. Ayıp etti.

* * *
BEBE
22 yaşında bir yabancı oyuncunun kiralanmasına mantık olarak karşıyım. Bebe'nin transferi de bu anlamda kafamda soru işaretleri doğurdu. Bu genç adam Beşiktaş'ı mı daha çok düşünür yoksa, bir sezonu sakatlanmadan tamamlayıp Manchester'a dönmenin hesaplarını mı yapar; bunu sezon başlayınca göreceğiz. Ancak şu anda Bebe riskli bir transferdir. Diyelim ki her şey iyi oldu, Ferdinand gibi esti, gürledi; o taktirde yine uçup gider. Neresinden baksanız riskli bir transfer, umarım yanılırım.

* * *
ATINÇ'TAN MUHAMMED'E!
NİCE futbolcular dört büyüklerin formalarını giyme şansı bulup bu fırsatı iyi kullanamadan futbolun karanlık dehlizlerinde kaybolup gittiler. Birçoğu da gerçekten yetenekliydi. Futbolda sadece yetenek yetmez, çalışmak, disiplinli olmak en az yetenek kadar önemlidir. O nedenle Atınç'tan Muhammed'e tüm genç kardeşlerime bıkmadan usanmadan çalışmalarını ve fırsat buldukları anda da formayı kapmaya hazır olmalarını tavsiye ediyorum. Gençliğine güvenip şımaran, kenarda vakit öldüren kendini bitirir!..

* * *
CÜNEYT ÇAKIR!
AVRUPA'da elit kategoriye yükselen Cüneyt Çakır'ı yürekten kutluyorum.
Ancak aynı Cüneyt Çakır'ı Süper Lig'de de görmek istediğimizin altını ısrarla çiziyorum. Avrupa'da aslanlar gibi maç yöneten Cüneyt Çakır, Türkiye'de maalesef yönetmiyor, idare ediyor. Alemi kör, beni de sağır zannetmesin, herkes her şeyin farkında. Ziya Doğan'a kafayı takacak kadar işi basitleştirdiğini de geçen sezon izleyip gördük. Cüneyt kardeşim artık büyük düşünmeli. Türkiye'deki küçük hesapların içinde yer almamalı. Aksi halde yıllarca uğraşarak geldiği yerden, çok kolay düşmesi işten bile değil. Kimse vurmasa, Allah vurur; haberi ola.

* * *
FUTBOLUN SİHİRLİ GÜCÜ
Futbol inanılmaz etkili bir araç! Başka bir yolla verilmesi aylarca sürecek bir mesaj, futbol sayesinde anında adrese ulaşır. Avea ve Turkcell'i kapıştıran 5-3-2 reklamı bunun kanıtı. Avea futbolun sihirli gücünü keşfetmiş ve Turkcell'i can evinden vurmuş. Bakalım Turkcell buna karşı nasıl bir hamle yapacak, bekliyoruz.

* * *
POLAT BAŞARISIZDI
ADNAN Polat gitti ama hâlâ tartışılıyor. Başarılı mı, yoksa başarısız mıydı? Bana göre bu tartışmayı lastik gibi uzatmanın alemi yok. Bir Galatasaray başkanı görevinden ayrıldı diye Fenerbahçe başkanı üzülüyorsa, o Galatasaray başkanı başarısızdır. Malum Polat ayrıldığı gün Aziz Yıldırım "Çok üzüldüm" açıklaması yaptı.
Fazla söze ne hacet.

* * *
ASLA KORKMAYIN, ASLA SUSMAYIN!
BİRİLER Türk futbolunun asi yüreği Çarşı'dan rahatsız. Çünkü onlar susturulamıyor. Her olaya bir tavırları var. Sosyal sorumluluklarının farkındalar. Hayatlarının bir bölümünü tribüne ayırmıyorlar tam aksine tribünden arta kalan zamanlarda hayatlarının geri kalanını yaşamaya çalışıyorlar. Tiyatro seyircisi gibi futbol seyircisi isteyenler onlardan rahatsız. Üstelik bu yeni bir şey değil. Yerine göre Beşiktaş yönetimini susturan, futbolcusunu sahada etkisiz hale getirenlerin baş edemedikleri tek şey Çarşı. Bu nedenle Çarşı, dünyaya nam saldı. Dünyanın alkışladığı Liverpool taraftarını bile kendine hayran bıraktı. İyi ki varsınız çocuklar. Asla korkmayın, asla susmayın.

* * *
iNÖNÜ'DE TARiH YATIYOR!
İNÖNÜ Stadı sadece Beşiktaş'ın değil Türk futbolunun da kalbidir. Orada bir tarih yatıyor. Milyonlarca Beşiktaşlı için bir futbol mabedi anlamı taşıyan İnönü, dünya döndükçe yerinde durmalıdır. Beşiktaş'ın beklediği izin ne zaman verilir bilemem ama umarım ki stat kendi kendine yıkılmadan gereği yapılır. Ali Sami Yen yıkılınca ortaya çıkan manzara malum. Bence aynı şeyler İnönü için de geçerlidir.