10 Nisan 2011 | Pazar

Master Chef Alex

Fenerbahçe'nin değil puan, dakika kaybına bile tahammülü yoktu. Ama maça hızlı başlayan taraf Eskişehirspor oldu. Hemen baştan söyleyeyim: Fenerbahçe'nin solu hücumda mükemmel ama defansta felaket. Andre Santos çok kolay çalım yiyor ve çok çabuk#Sayfa# konsantrasyonunu yitirip, adamını kaçırabiliyor.
İşte böyle anlardan birinde, henüz 8'inci dakikada ev sahibi ekip Alper ve Burhan'la bu kanattan akıp, Batuhan'la golü buldu. 1-0...

2 golle komadan çıktı

Ama bu gol Fenerbahçe için "hayırlı" oldu. Zira bu gol gelmeseydi, Fenerbahçe deplasman psikolojisiyle topu ayağında geveleyip, rakibine direnç aşılayacaktı.
Batuhan'ın golü, kalbi duran hastaya "elektro şok" etkisi yaptı.
Kanarya'nın nabzı yeniden duyulmaya başladı.
Ve sahneye Master Chef Alex çıktı. Kaptan, elindeki kısıtlı malzeme ile harika bir mönü çıkarttı. 10'uncu dakikada Caner'in önüne yufka gibi bir top açınca, beraberlik geldi. 14'üncü dakikada ise bu kez Niang'a gol pası değil de künefe şerbeti uzattı... 1-2... Böylece Fenerbahçe kolayca girebileceği "koma"dan çıkıp, şampiyonluk için yeniden "Roma" yoluna girdi.
Eğer Alex'in iki gollük kafa vuruşunu kaleci İvesa muhteşem reflekslerle çıkarmasa, daha 28'inci dakikada skor 1-4'e taşınacak, maçın gerisi Fenerbahçe için ter idmanına dönüşecekti.
Ancak Alex'in bu kadar etkili olmasında Caner'in büyük payı vardı.
Öyle iyi driplingler yaptı, içeriye doğru o kadar etkili kat etti ki, Alex üzerinde yoğunlaşan baskıyı kırdı.
Caner bu haliyle "Benim yerim sol bek değil, ortanın solu" diye adeta bas bas bağırdı.
Eskişehirspor'u zorlayan ise Fenerbahçe'den çok, kaygan zemindi. Ev sahibi ekibin oyuncuları yerden kalkamazken, ayakkabılarına krampon değil, adeta paten takmış gibiydiler. İşte futbolun bir sürprizi daha: Bazı maçları teknik direktörler değil, malzemeciler kaybeder!.. Emre ise sadece "moral faktörü" olarak sahadaydı. Antrenman eksiği açıkça hissedildi. Kritik alanlarda kaybettiği toplar sarı-lacivertli taraftarın yüreğini ağzına getirdi.

Top kapma iştahı

Fenerbahçe'nin geçen haftaki Bursaspor maçından tek farkı, müthiş bir "top kapma" iştahına kapılmış olmasıydı.
Alex dahil her futbolcu top rakibe geçtiğinde onu geri almak için olağanüstü çaba harcadı.
Ancak öne geçtikleri dakikadan sonra psikolojik bir refleks olarak geri çekilmeleri büyük hataydı.
Oysa Eskişehirspor defansını çok kötü günlerinde yakalamışlardı.
Özellikle arkaya attıkları hemen her topta kaleci İvesa ile karşı karşıya kalıyorlardı.
Bu "kocaman" gediği yeterince değerlendiremeyip, skoru riske ettiler.
Nitekim 75'inci dakikada Batuhan'ın kafa vuruşunda top direk yerine ağlarla buluşsaydı, maçın şekli tamamen değişebilirdi.
Bülent Uygun ise daha 60'ıncı dakikada tüm değişiklik haklarını kullanıp, elinde ne kadar top tüfek varsa sahaya sürmüştü. Pele ve Ümit Karan her an skoru değiştirebilecek nitelikte iki oyuncu olarak kıymık gibi Fenerbahçe defansına batıp duruyorlardı.
Neyse ki Alex, 87. dakikada Gökhan'a yine "aşçılık sertifikası imzalı" bir pas çıkartınca, Semih'e sadece poposuyla dokunmak kaldı.. 1-3...

İki bahtsız delikanlı

Bu arada yedek kulübesindeki Güiza'yı görünce, aklıma Survivor'daki Nihat Doğan geldi...
Ne olacak bu memleket hasretiyle yanıp tutuşan iki bahtsız delikanlının hali?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor