Mahalle maçı

Ben dün İnönü'de miydim, yoksa mahalle maçında mıydım, anlamadım!
Beşiktaş'ın oynadığı oyunu anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Sahada görev alan oyuncuların yerleri kağıt üzerinde belli ancak, kimin nerede ne yaptığı belirsiz...
Ve işin en acı tarafı ise bu durumu Schuster'in görmemesi. Ligin dibinde can çekişen bir rakibi ağırlıyorsun ve kalende iki tane de inanılmaz kötü gol görüyorsun. Yenilen golleri bir daha izlediğinizde, savunma hattının ne kadar dağınık, ne kadar savruk olduğunu bir kez daha görebilirsiniz. Bu sistem ve oyun Beşiktaş'a yakışmıyor.
Maç öncesi kadrolar elimize geçtiğinde kalede Cenk'i gördüm.
Açıkçası aylardır oynaması yönünde savunduğum genç kalecinin böyle bir maçta oynatılması ne anlama geliyor, anlamadım.

Hoca, silahını evde bırakıyor
Takım içinde bu kadar oynarsan, başına gelmedik kalmaz. Ne amaçlı böyle rotasyonlar yapılır, inanılır gibi değil. Hele hele Fatih Tekke gibi bir silahı eğer sen hoca olarak bu takımın onsekiz kişilik kadrosuna almıyorsan, ben artık bay Schuster'e ne söyleyeyim!..
Açıkçası bu saatten sonra Schuster'in bu takıma pek önlem alabileceğini sanmıyorum.
Onun için devreye yöneticilerin girmesi gerekir.
Koskoca Beşiktaş'ın bir adamın ihtirasları doğrultusunda eriyip gitmesi hoş değil!
Maçtan önce ortalarda görünmeyen takımlar gelip Beşiktaş'a patlıyor demiş ve sıkıntılı bir maç olabilme ihtimalini öne sürmüştüm.
Dediklerimde yanılmak ve kaliteli bir Beşiktaş'ı yorumlamak isterdim. Fakat yine olmadı.
Gerçek şudur ki; bu takımın neresinden tutarsanız tutun, elinizde kalıyor. Köklü değişikliklerin yapılmasının artık zamanı geldi.
Maçın değerlendirmesini yapmak zor. Çünkü, atılan toplam dört golün üçü Konya'dan birisi ise Beşiktaş'tan. Gerisini siz hesaplayın.